Kalabalık bir ailede dünyaya gelen Mahsun Kırmızıgül, ilk ve orta dereceli okulları Diyarbakır’da tamamladı. Doğduğu büyüdüğü şehirden, İstanbul’a büyük umutlarla geldi. En büyük hayali sanatçı olabilmekti. Bir taraftan İstanbul’un zorlu şartlarıyla tek başına mücadele ederken; bir yandan da çocuk denecek yaşta 6 albüm yaptı ama istediği çıkışı yakalayamadı. Umudunu kaybetmeyen sanatçı, konservatuvar okumaya karar verdi ve İstanbul Teknik Üniversitesi Devlet Konservatuarı Şan Bölümü’nden mezun oldu. Müzik eğitiminden sonra, 1993 yılında “Alem Buysa” albümünü çıkartan Mahsun Kırmızıgül, müzik dünyasındaki listeleri adeta alt üst etti ve şöhreti yakaladı. Yeni denediği Pop Arabesk Sound’u ile müzik dünyasına yeni bir soluk kazandıran sanatçı 90’lı yıllarda kendi müzik tarzını oluşturdu. Türkiye’nin en iyi seslerinden biri olarak milyonları peşinden sürükleyen Mahsun Kırmızıgül, başta ‘Kardeşlik Türküsü’ , ‘Yıkılmadım’ adlı eserleriyle müzik dünyasında eşine az rastlanır bir başarı elde etti. Sanatçı, 11 yılda çıkarttığı 7 albüm, 1 maxi single ve 1 single ile toplamda 16 milyon satış grafiğine ulaştı. Artık O, albümleri satış rekorları kıran gerçek bir ‘star’ olmuştu. 5 kıtada yüzlerce konser veren sanatçı Türkiye’nin yanı sıra, Ortadoğu, Kafkaslar ve Balkanlar’ın en çok tanınan seslerinden biri oldu. Şarkılarıyla milyonların gönlünde taht kuran ünlü yıldız, 2000’li yılların ortalarında radikal bir karar alarak müziğe ara verdi ve kendini ülkesinin sorunlarını anlatmaya, toplumsal filmler yapmaya adadı. Müziğe ara verdiği 16 yılda, yaptığı filmleri yurt içi ve yurt dışındaki sinemalarda yaklaşık 20 milyon kişi tarafından izlendi. Türk sinemasının başyapıtları arasında gösterilen 6 sinema filmine imza attı. Başarının zirvesinde çok büyük maddi kazançlar elde ederken; O, yüzünü ülkenin görmezden gelinen sorunlarına döndü ve önermesi olan filmlere imza attı. Sinemaya çocukluk yıllarında tutku ile bağlı olan sanatçı; senaryosunu yazdığı, yönettiği, rol aldığı ve müziklerini yaptığı ilk filmi olan Beyaz Melek ile büyük bir çıkış yakaladı. Beyaz Melek, 2007 yılında Türkiye’de vizyona giren yerli ve yabancı filmler arasında ‘en çok izlenen film’ olurken; 41. Houston Film Festivali’nde ‘En İyi Film’ ve ‘En İyi Yönetmen’ ödüllerini aldı. Mahsun Kırmızıgül, 2009 yılında yaptığı ikinci filmi ‘Güneşi Gördüm’ ile 25 yıllık kangren olmuş yarayı, toplumsal bir sorunu cesaretle gözler önüne serdi. Yurt içinde ve yurt dışında büyük yankı uyandıran film, Türkiye’nin Oscar aday adayı oldu. Vizyonda olduğu yıl Türkiye’de dram dalında ‘Yılın En Çok İzlenen Filmi’ olan Güneşi Gördüm, Singapur Uluslararası Film Festivali’nde ‘En İyi Performans’ ve ‘En İyi Sinematografi’ dalında iki ödül birden aldı. İlk senaryosunu 1998 yılında yazdığı ve 11 yılda geliştirdiği “New York’ta Beş Minare” adlı film, Mahsun Kırmızıgül’ün 3. sinema filmi olarak beyaz perdedeki yerini aldı. Bitlisli iki Kürt karakterin kan davasına odaklanan film, vizyona girdiği yıl, dram dalında Türkiye’nin en çok izlenen filmi oldu. Gerçek bir hikâyeden yola çıkılarak yazdığı ‘Mucize’ filmi ise büyük beğeni topladı ve vizyona girdiği yıl gişede yine mucizeler yarattı ve dram dalında Türkiye’nin en çok izlenen filmi oldu. “Vezir Parmağı” filminde Osmanlı döneminde yolsuzluk yapan, dini kullanarak insanları dolandıran, sahtekâr bir Kadı’nın hikâyesini komik bir dille anlatmaya çalışan sanatçının filmi 36 lokasyonda Valilikler tarafından yasaklandı. İçinde tek kelime küfür olmayan filme, Kültür Bakanlığınca 18 yaş sınırı konuldu, filmin açık hava reklamları yasaklandı. Filmin afişleri billboardlardan yırtılarak sökülürken, sinema dünyası sessizliğe gömüldü. Sendikalar, sinema meslek birlikleri sansürlenen, yasaklanan, Vezir Parmağı film için tek bir açıklama dahi yapmadı. Ve bunca engellemelere, sansürlere, karalamalara rağmen film, yaklaşık 800 bin kişi tarafından izlendi. Sanatçı, sinema aşkına devam ederek 2 yıl sonra “Mucize” filmin devamı olan “Mucize Aşk 2” filmini çekti. Devam filmi, sinemalarda 2 milyonun üzerinde gişe yaparak tekrar zirveye yerleşti. Mahsun Kırmızıgül, beyaz perdeye aktardığı 6 sinema filminde de yönetmen, senarist, oyuncu olarak yer aldı; filmlerinin müziklerini de yaparak bir ilke imza attı ve Türk sinema tarihine geçti. Sanatçı; 6 filmiyle, dram dalında, Türkiye’de son 40 yılda en çok gişe yapan sinemacı unvanına sahip oldu. Müzik ve sinema dalında yüzlerce ödül alan efsane sanatçı, 2019 yılında yeniden albüm çalışmalarına başladı. 16 yıl ara verdiği müzik dünyasına, 2022’nin ilk saniyelerinde yeniden geri döndü. Yeni yılın dünyada çıkan ilk albümüne imza atan sanatçı, müzik dünyasına yenilik ve hareket katarak 2022’ye adeta damgasını vurdu. Sanatçıların albüm yapmaya cesaret edemediği bir dönemde, 17 şarkıdan oluşan ‘Hoş Geldin’ albümüyle sevenlerinin karşısına çıkan Mahsun Kırmızıgül farkını da ortaya koydu. Albümünün galasını; sosyal medyadan, dijital platformlardan önce bir TV kanalında yılbaşı gecesi yaptı. Gala gecesi, sanatçının milyonlarca hayranı ekranların başında kilitlendi. Müzik dünyasında taşları yerinden oynatan sanatçı albümünün tamamını Dollbey Atmos yeni nesil ses uzantısı yaparak, yine bir ilki gerçekleştirdi. Sanatçı, dijital platformlarda ‘Dünya Global’de kendine yer edindi. Yeni bir deneysel çalışmayla müziğe geri dönüş yapan sanatçı, albümde; Türkçe Pop, Fusion, Edm, Progressive House, Anadolu Rock, Latin, Trap, Alternatif, Özgün Müzik, Ragatoon, Akustik, Türk Halk müziği ve Arabesk müzik türlerine yer verdi.
Birbirinden farklı hikayeleri, güçlü ve renkli karakterleriyle, apayrı coğrafyalarda, farklı dillerde anlatan; İstanbul’dan Batum’a, Kars’ tan Artvin Hopa’ya kadar uzanan bir aşk masalı “BENİM İÇİN ÜZÜLME” yüreğinize dokunacak. Karadeniz’in iki köklü ailesinin oğulları kankardeşler Niyazi ve Harun, babasıyla birlikte Karadeniz’e mevsimlik işçi olarak gelmiş olan dünyalar güzeli doğulu kız, Buke’ye aşık olurlar…Bu aşk, iki aileyi de sonu gelmez acılara sürükleyecek, geri dönülmez bir çatışmanın fitilini ateşleyecektir. Diğer yandan, Avcıoğlu ailesinin yıllardır evinden uzak kalan başarılı, zeki ve yakışıklı oğlu Sinan, onu öz oğlu gibi seven maden kralı Şahin Yılmaz’ın genç ve güzel eşi Kılıçoğlu’larından Bahar’la tanışacaktır... Şahin’in işlerinin başına geçirmek istediği Sinan ve karısı Bahar’ı; iki ailenin aklına bile getirmek istemeyeceği çok farklı bir gelecek bekliyordur. Ayrıca dedesinin baskılarına boyun eğmeyip Batum’da bale eğitimi almak isteyen Birgül ile her şeye rağmen hayata tutunmaya çalışan zihinsel özürlü abisi Orhan, hayalleri için önlerine çıkan tüm engelleri aşmaya çalışacak ve sonuna kadar mücadele edeceklerdir.
Çömlekçi İsmail zorla evlendirildiği karısı Kudret'ten dört, aşık olup Kudret'in üzerine kuma getirdiği Cennet'ten ise üç çocuğa sahiptir. İsmail, çömlekçilikten artık para kazanamamaktadır ve birkaç oğlu Siraç ve kızı Zeliha'nın desteğiyle İstanbul'a göç etmeye karar vermiştir. Bu arada ailenin ortanca kızı güzeller güzeli Hayat, yörenin en eski ailelerinden birinin oğlu Kerem'le gizliden aşk yaşamaktadır. Gençlik heyecanı ve aşk ateşi ikisinin de hata yapmasına neden olur ve Kerem'le Hayat evlenmeden önce beraber olurlar. Aile bunu öğrenince şehrin en zengin, acımasız ve güçlü adamlarından 70 yaşındaki Abbas'ın 15 yaşındaki Hayat'ı istemesini fırsat bilip kızı Abbas'a verirler. Bu olaylar nedeniyle aile, İstanbul'a neredeyse "kaçarak" gidip yerleşir. Ancak büyük şehir onlar için büyük bir tuzaktır. İbrahim ve eşlerinin İstanbul'a bir türlü uyum sağlayamamaları, İbrahim'in çocuklarından Şirin'in şöhret ve para tutkusu, Bekir'in karanlık yollara sapması, bir kolu sakat olan sessiz Malik'in şehirde giderek erozyona uğraması, Hayat'ın küçücük bedeninin ve ruhunun kabuk bağlamasıyla, etrafına ördüğü duvarların arkasında kalması ve acımasız ve sert bir karakter olup çıkması, büyük oğlan Siraç'ın imkansız aşkı, Zeliha'nın ailesi ve aşkı için direnişi gibi iç içe geçmiş durumlar hikayenin temel taşlarını oluşturuyor.
Diyarbakır’lı Ahmet’in yolu tesadüfen bir huzurevinin kapısına düşmüştür. Huzurevi sakinleri bu yaşlı insanı terk edilmiş sanarak içeri alırlar. Ahmet yepyeni bir dünya ve o dünyanın kahramanlarıyla tanışır. Ahmet’in peşinde olan Ali ve Reşat huzurevinin ne olduğunu ilk orada öğrenip bu trajedi karşısında hayrete düşerler. Nebahat ve Yaşar Hoca’nın düğününden sonra bu insanları seven Ahmet, balayına gidemeyen çifti ve diğer huzurevi sakinlerini Diyarbakır’a kendi köyüne davet eder. Bu davete çok sevinen sakinler ilginç trajik ve bir o kadarda komik bir serüvene doğru yola çıkarlar.
Gerçek hikâyelerden yola çıkılarak yapılan filmde, 25 yıldır iki tarafın arasında kalan çaresiz insanlar zorunlu göç uygulaması nedeniyle köylerinden ayrılmak zorunda kalırlar. Altun aileleri doğup büyüdükleri topraklardan ayrılıp, köklerinden koparak, bir bilinmeze doğru yola çıkarlar. Haydar Altun ve ailesi İstanbul'a göç ederken, Davut Altun ise eşi ve çocuklarıyla birlikte yasa dışı yollarla Norveç'e gitmeye karar verirler. Her türlü ayrımcılığa ve ötekileştirmeye karşı duran filmde, kendi güneşinden koparak, geleceğin bilinmezliğinde kaybolmuş çocukların, bir gerçeğin hikâyesidir…
Boyut Filmin yapımcılığını üstlendiği başrollerini Mahsun kırmızıgül Ali sürmeli Metin yıldız Talat bulut ve Büşra pekin gibi birçok ünlü isimin oynadığı yönetmenliğini ‘Mahsun Kırmızıgül ün üstlendiği ‘’MUCİZE’’ yapım şirketi ve Mahsun kırmızıgül ün 4. Filmi olma özelliğini taşımaktadır .Çekimleri Kars ve Kars ın Kağızman ilçesinin bir dağ köyünde gerçekleştirilmiştir. Film in kalan sahneleri 1 haftalık bir zaman içerisinde İzmir’in Foça ilçesinde gerçekleştirilecektir. Filmin hikayesinde 1960 ’lı yıllarda uzaklarda bir köyde sefalet ve yokluk içinde yaşayan insanların dünyası ve ömürlerini çocuklara adamış çektikleri acılara ve sıkıntılara rağmen kendisine emanet edilen çocukları yarınlara hazırlayan öğretmenlerin ,yöre koşullarına ve törelerine boyun eğmeyip okula bilgiye koşan kız çocuklarının ışıklı bir geleceğe eğitimle ulaşmanın yolunu arayan umut dolu insanların hikayesidir eğitime önem veren ve aşkın mucizesine inanan bir film.
Kırmızı bültenle aranan ve ismi fenomene dönüşün radikal dinci bir örgütün lideri Deccal kod adlı suçlunun Amerika'da yakalandığı bilgisi gelir. Teşkilatın en başaralı iki polisi Amerika'ya suçluyu teslim almaya giderler. Bundan sonrası kolay gibi görünüyor ama hiçbir şey göründüğü gibi değildir.İstanbul, New York, Bitlis üçgeninde geçen hikaye, yakın dönemin Türkiye'sni sorgularken ,11 Eylül sonrası Amerika ve dünyanın İslam ile olan paranoyasının altını çizecektir.
Her filmiyle büyük gişe başarılarına imza atan Mahsun Kırmızıgül, 3 yıllık suskunluğuna Vezir Parmağı ile son veriyor. Kırmızıgül’ün yıllardır sır gibi sakladığı yeni filmi Vezir Parmağı’nın çekimleri sona erdi. Merakla beklenen yapım, 25 Ocak 2017’de vizyona girecek. Çekimleri İstanbul, Kapadokya, İzmit, Kayseri, Aksaray’da gerçekleşen ve 150 kişilik teknik ekibin yanı sıra aynı anda 64 kişilik ana oyuncuların olduğu kalabalık sahnelerin bulunduğu film, Mahsun Kırmızıgül’ün en kalabalık kadrosu olma özelliğini taşıyor. Ali Sürmeli, Selim Bayraktar, Peker Açıkalın, Orçun Kaptan, Levent Sülün, Rana Cabbar, Metin Yıldız, Talat Bulut, Altan Erkekli, Cihat Tamer, Nuri Alço, Muhammed Cangören, Hayrettin Karaoğuz’un yanı sıra Yasemin Yalçın, Gülben Ergen, Ece Uslu, Derya Şensoy, Meral Çetinkaya, Aydan Burhan, Güner Özkul, Fatoş Seymen, Suna Selen, Defne Yalnız gibi çok sevilen oyuncuların bulunduğu Vezir Parmağı’nda; Mahsun Kırmızıgül hem yönetmen ve senarist, hem de oyuncu olarak yer alıyor. Filmde ‘Hamdullah’ isimli bir hamala can verecek olan Kırmızıgül; aşk, dram ve komedi barındıran bir hikayeyle, izleyiciye bambaşka bir dünyanın kapılarını açacak.